Öncelikle kitabın – benimde sevdiğim- kafkaesk anlatı tarzını sevenlere hitap ettiğini belirtmek isterim. Romanda Cumpei Niki adlı matematik öğretmeninin kendi isteğiyle ortadan kaybolduğunu görürüz. Ancak bu bilinçli kayboluş daha sonra istenmedik bir misafirlikten bir esarete kadar evrilecektir. Esrarengiz olayların yaşandığı ücra köyde Niki ve hiç tanımadığı bu kadının zorunlu ev arkadaşlığı bir gergin bir barışık bir ilişkiye dönecektir.


Niki’nin kumların arasında yaşadığı esaret süreci pek çok farklı okumaya açık. Hikaye, kadın-erkek ilişkileri, birey-toplum ilişkileri, otoriteye itaat gibi konular etrafında yol alıyor. Niki acaba kumların arasından kaçabilecek mi diye metin boyunca heyecanla bekledim. Metnin temposu ve gerilimi yüksek.


Roman üçüncü tekil şahıs diliyle yazılmasına rağmen neredeyse tanrısal bir anlatıcı yok gibi. Kafkaesk anlatı tarzı iyi yazılmadığında çok sıkıcılaşır. Ancak bu metnin “kafkaesk”in başarılı örneklerinden biri olduğu söyleyebilirim. Hikayedeki duygular ve sıkışmışlık/çaresizlik hissi insana geçiyor. Bunda çevirinin de çok etkili olduğunu söyleyebilirim. Çevirmenin daha önce Osamu Dazai çevirisini okumuş ve çok beğenmiştim. Barış Bayıksel çevirilerini ilgiyle takip edeceğimi söyleyebilirim.

1000 Kitap puanı: 7.8/10
Goodreads puanı: 3.90/5
Avangartus puanı: 8/10

Yorum bırakın

Trend

avangartUS sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et